13 Nisan 2012 Cuma

Herşeyin Başlangıç Noktası

Hayat düzene girmişken, bir problem çıkmak zorundamı acaba? O gün arabanın arka koltuğunda oturup işe yaramaz bestseller polisiye kitabımı okumak varken, cebimden cep telefonumu çıkarıp, uyuz 3G'si ile internette search yapmak niyeydi ki?

Herşeye anlam yüklemek isteyen bir bünyem olduğu için herşeyi aslında yanlışmı anlıyordum? Soru işaretleri kafamın her köşesine çarparken, içten gelen fısıltılar, yaşattığım kötü kabusların geri dönmesini engellemek için çığlıklara dönüşüyor ve adeta hiç ayak basılmamış topraklarda yaşayan bir Afrika kabilesinin dinsel ayinine dönüşüyordu. Sorular soruları kovalarken elimdeki cep telefonumu camı açıp aşağıya atmak ve herşeyi kendimden uzaklaştırmak istedim. Anafora kapılmadan, bu karmaşadan daha yeni yeni bulduğum düzenime çıkmam gerekiyordu.

Bütün düşüncelerimi duymamazlıktan gelmemi sağlayan o çılgınca merakım herşeyin üstüne çıkmıştı ve ben basit bir tweeter hesabından okuduğum herşeyi üzerime almaya başladığım hissi ile başbaşa kalmıştım.

Bir anda herşey karardı, Yeşilköy'deki o karanlık akşam gibi soğuk ve ıslak bir hal aldı. Şimdi tüm arzularım ve isteklerim yaşama isteğimle beraber kaybolmuştu.

Hep cep telefonu yüzünden di. Hani o günden sonra elimden bir an olsun düşürmediğim cep telefonum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder